İnsan

Yayınlama: 05.01.2023
112
A+
A-

İnsan

Gelenler adamdı, buldukları insandı
İnsan yalnız Tanrının yarattığı mâhluk
İnsan mâhluktan, adam insandan çıktı.
Tanrının insanı yer ve içer.
İnsanın adamı düşünür ve yaratır.

Mustafa Kemal Atatürk

Selam olsun, ışıklı yolun ışıldar yolcularına, kut almış Musa’nın
bilgelik asasını arayanlara, ulu(ğ) başbuğa ve onların ulu(ğ)su Ahmed’e
ve Bilge atalarıma…
Yukarıdaki şiiri belki azımız, belki birazımız biliyoruz veya bir
yerlerden duyduk, okuduk. Gök Yeleli’nin biz çocuklarına bıraktığı miras
öylesine kutsal, öylesine değerli ki, aydınlanmış küçük bir zümre ve
devletliler dışında sınırlarına henüz vakıf değiliz.
Ata’nın bıraktığı maddi mirasın- vatan ve içindeki güzellikler- ötesinde
cumhuriyet ile görünür hale gelen doktrinler ve bilgi ırmaklarının suları,
onu iblisçe kirletme, fitnece bulandırma çabasında olanlara rağmen artık
durulmaya, parlamaya başlamıştır ve yüreklere serpileceği yakın günleri
beklemektedir. Törelik ve Adam’lık gerçekleri, Kabil kadar eski ve O’nun
yolundan gidenlerce beşer tarihi boyunca saklanıp çarpıtıla gelmiştir.
Adem’in adamları Ok-Us (Oğuz)’un Bozokları şehir kurup ekinler
ekerken, Üçokları ise kızıla gidip Us’un oklarıyla mahluka us vermiştir.
Yeryüzünü tur edip o ilkel barbar kavimlere medeniyetler tohumlamıştır.
Bunu en iyi Atatürk biliyordu, araştırıyordu; öyle 500-800 yıl önce kurulup
söz sahibi olmuş tarih gaspçısı emperyal devletlerin kitaplarına
bakmakla, onları ezberlemekle değil hem de.
O kartal bakışlı mavi gözler, bu safsataları kabul etmemiş, araştırmış,
üzerine düşünmüş ve bu bilgileri bildirmeye çalışmıştır. Kuran, Mu,
bilcümle tarih, felsefe, kadim varoluşla ve vazifeyle ilgili pek çok konuyu
ferasetiyle araştırma azim ve cehitini göstermiştir. İşte Kut’un yolunda
yazmış olduğu çağına ve kabına sığmaz gökbilim, tarih, geometri, askeri
ve çeşitli nice kitapların yanı sıra yukarıda arz ettiğim bu şiiri de
yazmıştır.
Şiir dikkatli okunursa “İstikbâl Göklerdedir” diyen bu keskin biliş,
aynı zamanda ‘İkbal ve İstiklâl Göklerdedir’ demektedir. Adem’in
sancağını bu taşıyış, tevbe ile ant veren Adem-Adamların gök
merdivenindeki bu yükselişi bir şiirle ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Ata’mız aksettirdiği bu dizelerle bize, yaradılanların Mahlûk-İnsan-Adam
mertebelerine tekamül yolculuğu ve vazife hakkında Sal’ık vermektedir.
Öyle kutlu bir iştir ki bu, Hakk yolunun “İkra!” düsturunda Firdevs’e,
Kızıl Alma’ya, gök kapılarına merdiven atlatacak Veysel’in menzilinde
olmayı gerektirir. Hâlik mahlûku ahlâk ile hâlk etti diyen adamın
yolculuğudur bu. İstikbal göklerdeyse ikbal de istiklal de o katlardadır.
İnsanın sadece adamlık şuuruyla, fikri ve vicdanı hürce düşünüp
yaratarak muassır cennetlere erişebileceğini hatırlatmıştır bize bu şiirle:
‘Oğuz’un töresi Adem’in töresidir’ demiştir.

Gökhan SELÇOK

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.